Çevresinde bırakıp giden kadına rastlayan var mı? Boşanan demiyorum.
Bırakıp giden. Bir sabah uyanıp giden. Öylece, aniden.
Böyle bir kadına ben rastlamadım. Bu biçimde gitmek erkeklere has.
Biz kadınlar sıkıntıdan çatlasak da başladığımız ütüyü bile yarım bırakamazken,
erkekler arkalarına bir kez bile bakmadan, geride kalanların bu bırakıp gitmenin yükünü nasıl taşıyacaklarını düşünmeden, bırakıp gidebiliyor. Pes!
İlla başka bir kadın yüzünden olmuyor bu gitmeler. Bazılarında başka kadın bile yok zaten.
Her şeyi bıraktım, sıkılmıştım karımdan, çocuklardan, işimden demekten daha kolay oluyor, başka kadına aşık oldum o yüzden bıraktım demek.
Başka bir kadını size tercih ettiğini düşünmeyin kocanızın, o sadece gitme eylemine bir gerekçe yaratmış oluyor.
Kadın da sıkılıyor, ama gitmiyor. Çözüm arıyor. İlişkisini ayakta tutmanın, düzeni korumanın, huzuru sağlamanın yollarını bulmak için çırpınıyor. En munis görünen kadın bile yeri gelince savaşçı kimliğine bürünüp sorunlarla savaşmasını biliyor. Erkek ise korkuyor, süngüsü düşüyor, savaşamıyor. Ama sözde yiğitlik gösteriyor, karısının asla yapmaya cesaret edemeyeceği şeyi yapıyor, bırakıp gidiyor... Peh! Yiğitliğe bak sen! Kaçmak, ne zaman yiğitlik oldu?
Dostum olan, çok sevdiğim, ayakta dimdik duruşlarına hayran olduğum, öylece bir sabah bırakılmış kadınlara bakıyorum, onları dinliyorum. Niye gitti dediğimde cevap insanın içini acıtacak kadar yalın: “Sıkılmış. Gitti”
Cümlelerinin gerisi daha da dokunaklı oluyor, taşıyabileceğinin kat kat fazlası yükü tevekkülle kabul etmiş kadın dostlarımın.
“Ben çok güçlüydüm. Benim evi de çocukları da çekip çevireceğimi biliyordu. O yüzden de arkasına bakmadan rahatlıkla gitti.”
Bu koca bir yalan. Erkekler bırakıp giderken bunun muhasebesini yapmıyorlar. Normalde de asla bir kadın kadar muhakeme yapma yeteneğine sahip olmayan erkekler, sıfır muhakeme ile “Kaçma”kararı veriyorlar. Onlar için tek gerçek özgürlüklerine kavuşmak. Özgürlükten anladıkları da dilediğin zaman, dilediğin şeyi yapabilmek. Bunun özgülük değil sefalet getirdiğini anladıklarında da geri dönmeleri bu yüzden ya zaten.
Yüzüstü bırakılan kadınlar bir süre sonra hatayı kendinde de aramaya başlıyor.
“Ben çocuklarla, evle, işle o kadar çok ilgileniyordum ki kocama zaman ayıramadım, onunla ilgilenmedim. Benim de hatam var.”
Doğruluk payı olabilir. Ama bu bırakıp gitmeyi gerektirecek bir durum değil. Nihayetinde konuşarak, tartışarak çözüme ulaşılabilecek bir problem. Kaldı ki bir kadın kocasına zaman ayıramıyorsa bunun sorumlusu yine erkektir. Karısının omuzundaki yükleri paylaşmamış, onun ruhunu doyuracak küçük sürprizler, iltifatlar yapamayacak kadar odunsu kıvama gelmiş demektir.
Bırakıp giden erkeklerin, ki bu genellikle kırklı yaşlarda oluyor, tekrar onsekiz yaş ergenlik dönemi yaşadıklarını düşünüyorum. Evlenmiş, çoluk çocuğa karışmış, iş güç sahibi olmuş ama bir sabah ergenlik psikolojisine bürünmüş olarak uyanıyorlar. Ergenliklerinde anne babalarına çekemedikleri resti çekiyor ve bırakıp gidiyorlar. Çoğu zaman de geri dönüyorlar. Geri döndüklerinde, kapıyı yüzüne kapatmak ya da içeri buyur etmek size kalmış. Kadın öngörüsü ne zaman amazon, ne zaman muhabbet kuşu olacağını bilir.
Alıntı
HAYATA DAİR Romantizm ve Aşk Şiirler Güzel ve Anlamlı sözler.Dostluğa Dair Yaşanmış Aşk Hikayeleri Genel Sağlık haberleri Oyun Vizyona Girecek Yeni Filmler Kamupersonel ve İşçi Alımları Moda, ve Kadının Türk Toplumundaki yeri Teknoloji İletişim Daha Neler Neler
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Astroloji bakımından çok şey öğrenebileceginiz bir site bi ziyaret edin derim.
http://www.gulsenkayikci.com/
-
Dünya genelinde girişimciliğin merkezi olarak bilinen Silikon Vadisi son yıllarda Avrupa’dan yükselen sesleri dinliyor. Tek kültürün ‘çok ...
-
Gitmenide istemedim kalmanıda. Gitmende tüketti yüreğimi kalmanda. Hiç ortası olmadı bu aşkın varlığında yokluğuna , yokluğunda varlına ağ...
-
E-RAPORUN devreye girmesiyle başlayan tartışmalara Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Nurullah Zengin noktayı ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder